Hafif tempoda kalabalığa karışıyoruz annemle
Bu caddeye ayak basmayalı aylar değil yıllar olmuş sanki
Anneciğimi gezdirip sanki o benim çocuğummuşçasına dondurma falan alıyorum evin yolunu tutarken
Kah vitrinlere bakıyoruz kah İstiklalin vitrinlerinden renkli insanlarını seyre dalıyoruz
O Romendi bu sarhoştu o neydi bu kimdi derken elde dondurmalarımız çocuksu bir şımarıklıkla...
Yediğimiz yemeklerin rehavetinden taksiye mi binsek trafik mi olur maç mı dağılır deyip taa meydana kadar geliyoruz Odakule’den. Karşıya finükülere geçip Kabataş'tan motor, oradan da taksi yaparız falan derken..
Hani olur ya, tüm kalabalığın gürültüsü susarda biri avaz avaz bağırır aniden… işte öyle oluyor
Biz tam külahları yarılamışken önümüzden işten çıktığı belli olan 25 yaşlarında iki kız geçiyor .
Sanki ikisinin etrafı için sessiz tuşuna başıp kalan herkesi ağır çekime alıyoruz
Ve ben külahı ağzıma yaklaştırırken kızın sesi geliyor :
“ …abla paramız mı var da dondurma alalım diyorsun bir de ?”
………diye çıkışıyor aniden
Annem de ben de aynı anda duyup onlara bakıyoruz refleks olarak ve o …. ablayla göz göze geliyoruz.
Gözlerim doluyor.Tutamıyorum kendimi ağlıyorum ama koyversem Japon bebekleri gibi yanlardan fışkıracak o derece.
Boğazım da bin bir düğüm oluyor , ne nefes alabiliyor ne yutkunabiliyorum
Dondurma ise ne yenilebilir ne atılabilir bir halde o saniyede
Mümkün olsa saklayacağım
O kadar hızla uzaklaşıyorlar ki utanıp , durupta bi cesaret ısmarlamaya çalışamıyorum L
Söylesen bir türlü duymazdan gelsen başka türlü
Muhtemelen elimde ki dondurmayı görmeden onlar, özel olarak ayarlanmışcasına, tamamen bir zamanlama harikası bu Allah'ın.
Cebimizde ki ile canımızın çektiği her şeyi yapabilme gücünü verdiği için,taksiydi yemekti vs deyip eller kollar dolu eve gelebildiğimiz için ,tüm bunlar olurken günlük rutinlerimizi yapabilmenin bile nasıl büyük birer lütuf olduğunu unuttuğumuz için Şükür dersiydi ,
Allahın gözümüze soktuğu parmağı yada kafamıza danklattığı sopası idi.
Bu yazıyı yazıp paylaşmamın sebebi ne kendi Yüce gönlümü göstermek,ne manevi yanımda vardır hani demek ne de demagoji yapmak...Genelde blogumu arkadaşlarım takip ediyor ve beni bilen biliyor.
Bu yazıyı ve o an ki hislerimi paylaşma sebebim taa ki aldığınız nefesten, kendi suyunuzu içip kendi kendinize tuvalete gidebilişinize ,söylendiğiniz ,eksik bulduğunuz her şeyden göze gözükmeyen ,sahip olduğunuz binlerce Nimete.... dikkat çekmek.
Yediğimiz 5 Liralık dondurmanın dahi Şükre değer bir nimet olduğunu ve şikayetten vazgeçme zamanı olduğunu göstermek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder